Önümüzdeki hafta gözler Fed’in Mart ayı FOMC yani faiz toplantısında olacak. Ben de piyasa gibi Fed’in bu toplantıda faizleri sabit tutacağını düşünüyorum. Fed akşamı asıl fiyatlamayı, her üç ayda bir yayınlanan ekonomik projeksiyonlar ile Powell’ın yapacağı konuşma ile soru cevap kısmında vereceği cevaplar belirleyecek.
Fed toplantısı bu hafta ABD’den gelen verilerle çok daha kritik hâle geldi. Bu hafta Salı ilk olarak ABD’nin Şubat ayı TÜFE verisini aldık. Hem çekirdek hem de manşet TÜFE beklenti üstü geldi, dahası manşet TÜFE yıllık olarak yüzde 3,1’den yüzde 3,2’ye yükseldi. Enflasyonun alt detaylarına baktığımızda çekirdek enflasyondaki düşüşün çok yavaş olduğu görülüyor. Yine Fed’in son dönemlerde odaklandığı süper çekirdek yani hizmet enflasyonundan barınma enflasyonunu çıkartılarak elde edilen enflasyon ise aylık olarak gerilese de, seviye hala yüksek ve de üstelik yıllık da olarak sabit kalmış.
Bu hafta Perşembe ABD’den bir de Şubat ayı ÜFE rakamlarını aldık. ÜFE’de tıpkı TÜFE gibi beklenti üstü gelince enflasyonun kalıcılığı ve yapışkanlığı yeniden ispatlanmış oldu. Gelen enflasyon rakamları ile anlaşıldı ki, ABD’de hizmet enflasyonunda ciddi bir düşüş olmadan katılık ve yapışkanlık ortadan kalkmayacak. Hizmet enflasyonunun düşebilmesi için de işgücü piyasasında gevşemenin çok daha güçlü olması gerekiyor. Ancak ve ancak işgücü piyasasında görülebilecek güçlü gevşeme sayesinde ücretler daha hızlı gerileyecek ve hizmetler tarafındaki dezenflasyonu daha da hızlandırabilecek.
TÜFE ve ÜFE rakamlarının Fed üyelerinin son dönemdeki temkinli duruşunu bir kez daha haklı çıkardığı aşikâr. Bu bağlamda gelen veriler, her ne kadar şimdilik Fed’in bu yıl geneli için 75 bp’lik indirimini bozacak nitelikte olmasa da, piyasa fiyatlamalarına göre Haziran’da yapılması planlanan ilk faiz indirimini öteleme ihtimalini artırdı diyebilirim. Hatta şöyle söyleyeyim; ilk faiz indiriminin hâlâ Haziran ayında gelme ihtimali fiyatlanıyor olsa da, Perşembe günkü ÜFE rakamlarından sonra Haziran ayı için 25 bp faiz indirimi gelme olasılığı zayıflarken, pas geçme olasılığı ise güçlü eğilimine girdi. Ezcümle bu veriler ışığında ilk faiz indirimi için Haziran Fed nezdinde biraz erken olabilir. Dolayısıyla bu hafta gelen veriler en azından benim için şimdilik ilk faiz indirimi için Haziran öncesi tarihleri tamamen rafa kaldırırken, Haziran ötesine de geçebilecek bir tarihi daha olasılıklı kıldı diyebilirim. Fed’in bu konuda tam olarak ne düşündüğünü ise önümüzdeki hafta Fed’in projeksiyonlarından ve Powell’ın iletişiminden anlayacağız. Bu açıdan piyasalar haftaya yapılacak Fed toplantısıyla kısa vade için büyük ölçüde yön bulacak diyebilirim.
Tam yeri gelmişken; ben de Fed’in Mart ayı toplantısına yönelik beklentilerimi sizlerle paylaşayım. Ekonomik projeksiyonlarda ilk olarak gözüm 2024 yılı için medyan politika faizi tahmininde olacak. En son yayınlanan projeksiyonlarda Fed 2024 yılı için yüzde 4,6’lık medyan politika faizi tahmini ile 75 bp’lik faiz indirimi öngörüyordu. Haftaya da yine 75 bp’lik indirimin korunduğu bir medyan politika faizi tahmini olur diye düşünüyorum. Eğer bir sürpriz olacak ise bu Fed’in 50 bp veya daha az bir indirimi öngörmesi olur ki, şimdilik bu çok güçlü bir ihtimal değil benim için. Öte yandan Fediçin son gelen enflasyon verileri sonrasında ilk faiz indirimi için Haziran erken olabilir. Kaldı ki, gerek FOMC gerek Fed üyelerinin enflasyon verilerinden önceki söylemleri de ağırlıklı olarak ilk faiz indiriminin 3’üncü çeyrekte yani Haziran sonrası olacağı yönündeydi. Hatta bu yılın son çeyreğine işaret eden üyeler de olmadı değil. Bu açıdan son gelen enflasyon ve ekonomik büyüme verileri gereği Haziran’ın Fed için bir miktar erken olabileceğini düşünüyorum. Eğer Fed de son gelen verileri sıkıntılı bulduysa, önümüzdeki hafta Powell’ın faiz indirim zamanlaması konusunda “faiz indirimleri konusunda temkinli ve dikkatli olacağız” söylemini daha öne çıkardığı, göreli olarak daha şahin bir duruş görebiliriz. Göreli olarak şahin diyorum, çünkü hâlihazırda Fed üyeleri piyasa beklentilerine göre daha temkinli yani şahindi zaten. Fakat geçtiğimiz hafta senato önünde Powell, “faiz indirimlerine başlamak için gerekli olan güvene çok uzak değiliz” demişti. “Çok uzak değiliz” söylemini geri çekmesi ve en azından “daha temkinliyiz, kendimize daha fazla güvenmemiz gerekli söylemi” ile yola devam etmesi beklenebilir.
Son olarak bir de altın fiyatlarına değinmek isterim. Salı günü TÜFE verilerine piyasa çok güçlü reaksiyon vermedi. Bunun iki nedeni olduğunu düşünüyorum. İlki verileri çok olumsuz bulmadı, çekirdek enflasyonun düşüşüne odaklandı. İkincisi ise hem ÜFE’yi hem de haftaya da Fed’i de görmek için daha temkinli giden bir piyasa vardı. Dolayısıyla altın tarafında da TÜFE verileri ile 2.182 dolardan en düşük 2.150 dolara kadar kısmi bir geri çekilme oldu. ÜFE verileri de beklenti üstü gelince dolar endeksi 103 seviyesine ABD 10 yıllıkları da 4,28 seviyesine çıktı, yani piyasa TÜFE’ye göre ÜFE’ye daha güçlü tepki verdi. Fakat altında yine güçlü bir geri çekilme olmadı. Aslında bu verilerle 2.100-2.150 bölgesinde dengelenen bir altın beklenebilirdi diye düşünüyorum. Altının kötü veriye rağmen çok düşmemesinin bence iki nedeni var: İlki piyasa, öyle veya böyle Haziran’da Fed’in faiz indireceğine çok güçlü inanmış durumda. İkincisi ise dolar endeksi ve ABD 10 yıllıklarındaki yükselişe rağmen çok çok güçlü bir altın talebi var. İşte bu nedenlerle son günlerde hızlı yükselen altında enflasyon verileri sonrasında çok güçlü bir düzeltme görmedik. Sadece yükseliş hızı yavaşladı. Şimdi hâliyle haftaya çok şahin bir Fed ile ilk faiz indirimi Haziran’dan daha ileri bir tarihe kayacak olursa, bu altında baskı yaratarak bir alım fırsatı verir diye düşünüyorum. Tersi olursa da yani Fed daha güvercin algılanırsa, 2.200 dolar güçlü direncini zorlayan bir altın hiç şaşırtıcı olmaz. 2.200 dolar direncinin kırılması ise altında yeni, güçlü bir yükseliş trendini gündeme getirecektir. Altın için yakın vadede en kötü senaryo ise kötü veri gelse bile yatay konsolidasyonda giden bir süreç olur diye düşünüyorum.