21 Temmuz Cuma günü ikinci çeyrek bilançoları Arçelik ile başladı. Konsolide olmayan şirketler için son bilanço açıklama tarihi 9 Ağustos iken, konsolide olan şirketler için son tarih 21 Ağustos. Haliyle 21 Temmuz itibariyle yaklaşık bir aylık sürede borsa tarafında bilançolar nedeniyle volatilitenin artması beklenebilir. Volatilite 2 nedenle artabilir. İlki biraz sonra aşağıda da değineceğim üzere, ikinci çeyrekte bazı sektörler ve bu sektörlere ait hisselerde iyi bilanço beklentisinin satın alındığını ve bu nedenle de bazı hisselerin hedef fiyatlarına yaklaştığını görüyoruz. Bir diğer deyişle beklentiler alınır gerçekleşmeler satılır teması bazı hisselerde gündeme gelebilir. Bilanço kaynaklı volatilitenin ikinci nedeni de sürpriz yapan bilançolar olacak. Bu bağlamda beklentilerden daha iyi ya da kötü gelen hisselerde de pozitif veya negatif anlamda ayrışmalar gündeme gelebilir.
İkinci çeyreğe ait genel bilanço beklentisine baktığımızda hem geçen sene hem bu yılın ilk çeyreğine göre daha kötü bilançolar bekleniyor. Finans dışı sektörlerde içeride seçim öncesinde yaşanan siyasi ve ekonomik belirsizliğin olumsuz etkilerinin yanı sıra küresel ekonomideki yavaşlamanın da şirket performanslarına olumsuz yansıması bekleniyor. Bankacılık sektöründe ise net faiz gelirlerindeki daralmanın artan ticari karlar ile kompanse edilmesiyle net karlılık oranlarının yatay bir seyir göstermesi bekleniyor. Bu bağlamda örneğin HSBC ikinci çeyrek bilanço beklentileri raporunda finans dışı sektörler için karların yıllık bazda yüzde 27, çeyreklik bazda da yüzde 46 yükseliş olacağını tahmin ediyor. Öte yandan bankacılık sektörünün karlarında yıllık bazda yüzde 5, çeyreklik olarak da yüzde 3 düşüş öngörüyor. Özel bankalarda ise karlılıkların yıllık yüzde 9 çeyreklik bazda da yüzde 10 artacağını tahmin ediyor.
Bir diğer kurum Foreks Haber ise 21 aracı kurumun katılımı ile gerçekleştirdiği anketinde finans dışı net dönem karında yıllık bazda yüzde 25,60 artış beklerken, bankaların net karında ise yıllık bazda yüzde 2,3’lük düşüş öngörüyor. Yine aynı ankette sigortacılık sektöründe geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 813,9 artış beklentisi oldukça dikkat çekerken, sınai endeks için de yıllık bazda yüzde 26,5’luk düşüş olacağı beklentisi var.
İkinci çeyrek bilançoları için genel kötü bekleyişe rağmen iyi bilanço beklentisinin olduğu sektörler var. Bu sektörlerin başında havacılık geliyor. Havacılık sektörünün ilk çeyrek sonuçları gayet iyiydi. İkinci çeyrekte de hem iç hem de özellikle dış hatlardaki güçlü seyrin yanı sıra bayram kaynaklı ek canlılığın da etkisiyle güçlü bilançolar bekleniyor. Bu sektörde özellikle turizm sezonunun da etkisiyle üçüncü çeyrekte ikinci çeyrekten daha iyi bilançolar gündemde olabilir.
İyi bilanço beklentisinin olduğu bir diğer sektör de otomotiv sektörü. Otomotive yönelik içerideki güçlü talebin yanı sıra bu sektörün güçlü ihracat yapısı da iyi beklentilerin olmasında temel etkenler. Bu arada otomotive yönelik ek MTV vergisinin talebi çok baskılamayacağı yönünde sahadan verilerin geldiğini de paylaşmak isterim. Bunun yanı sıra hem otomotiv hem de havacılık sektörü kur artışından da olumlu etkileniyor. Kur artışı demişken bildiğimiz gibi özellikle 29 Mayıs ikinci çeyreğin son ayı olan Haziran ayının sonuna kadar dolar/ TL kurunda yüzde 30,4 ve Euro/TL’de yüzde 32,9’luk güçlü bir artış yaşadı. Bu artışın ikinci çeyrek bilançolarına olumlu ve olumsuz yansımalarını görebiliriz. Bu bağlamda gelirleri döviz cinsinden olan ve net döviz pozisyonu güçlü olan şirketler kur artışlarından olumlu etkilenecekken, döviz açığı olan ve de özellikle bu döviz açığı ile gelirleri ağırlıklı olarak TL cinsinden olan şirketler kur artışından en olumsuz etkilenecek kısım olabilir. Kur artışının bilançolar üzerindeki etkilerini üçüncü çeyrekte de görmeye devam edeceğiz.
Son dönemde yaşanan kur artışları, KDV ve ÖTV gibi vergi artışları, ücret ve maaş zamları ve de aynı zamanda baz etkisinin de bitmesiyle yılın ikinci yarısında enflasyonda yükselişler görmeye başlayacağız. Tabi bir de Merkez Bankası’nın beklenen kadar şahin davranmayarak geçen haftaki toplantıda da faizleri beklentilerin altında artırması ve anlaşılan o ki bundan sonraki sürede de faizlerin yeterince yükseltilmeyecek olması enflasyonu yüksek seviyede tutan bir diğer etmen olacak. Tüm bu etkenlerle birlikte sene sonu enflasyon tahminleri şimdiden yüzde 60’lar civarına oturdu. Haliyle artan enflasyonu çok rahat fiyatlarına yansıtabilen başta perakende sektörü olmak üzere iç tüketimin güçlü olduğu sektör ve şirketler de enflasyon artışı ile birlikte artan ciro ve karlılıklarla daha iyi bilançolara sahip olabilecekler. Bu bağlamda iyi gelecek bilançolar anlamında perakende sektöründe özellikle de gıda, giyim ve teknoloji sektörlerinin ön plana çıktığını görüyoruz.
İlk çeyrek bilançosu iyi gelen bu nedenle ikinci çeyrekte de güçlü bilanço beklenen bir diğer sektörde çimento. Çimento sektöründe ilk çeyrekte enerji fiyatlarındaki gerilemenin maliyetleri azaltmasıyla karlarda artış görülmüştü. İkinci çeyrekten itibaren de hem deprem sonrası altyapı ve inşaat faaliyetlerinin hem de kentsel dönüşüm faaliyetlerinin de hız kazanması bu sektör bilançolarını olumlu etkilemesi bekleniyor. Ayrıca bu sektörde ihracatı güçlü olan bazı şirketlerin yer alıyor olması da ikinci çeyrekte de güçlü bilanço beklentilerini gündeme getiriyor.