Steve Jobs'un iPhone'unu kapattığı tek sebep

Pandemi bize gösterdi ki yepyeni bir dünya bizi bekliyor. Ülkelerin birbiri ardında kapanması ve koronavirüs önlemlerini devreye sokmasıyla belki de 2 sene önce düşüncesini bile aklımızdan geçirmeyeceğimiz yollarla bağlantılı kalmaya devam edebildik. Kimimiz telefonlarımızla, kimimiz ise bilgisayarlarımızla ama çoğumuz online...

Fakat bu son iki yıl, internete veya daha dar kapsamıyla cep telefonuna bağlı olmanın hayatımızın artık baş köşesinde olacağı izlenimini de yarattı. Psikologlar ve sosyologlar aylardır tartışıyor bunun gerçekten iyi bir şey olup olmadığını. Eskiden ofislerde çalışma saatleriyle sınırlı olan iş mefhumu, artık her an her yerde. "Eve iş getirmek" kavramı artık tarih olmuş gibi görünüyor.

Bağlantılı olmak kavramını tartışmaya başlayınca belki de iPhone'u hayatımıza sokan isim olan Steve Jobs'u es geçmemek gerekiyor. Jobs'un eski yönetici asistanı Naz Beheşti, anılarını anlattığı kitabında Steve Jobs'un bir istisna hariç cep telefonunu asla kapatmadığını anlattı.
Peki neydi o istisna? Jobs, iPhone'unun sadece hangi durumda kapatıyordu ve neden?

Beheşti'nin aktardığına göre eğer Apple yöneticileri eğer Jobs'a cep telefonundan ulaşamıyorlarsa bunun tek bir açıklaması vardı: O da Steve Jobs'un Apple'ın eski tasarım sorumlusu Jony Ive'nin ofisinde.
Bu ikilinin son 20 yılın en ikonik teknolojik cihazlarını bu ofiste geliştirdiğini yazan Beheşti, Jobs'un Ive'nin ekibi tarafından geliştirilen tüm teknolojileri görmeye gittiğini ve ofise girer girmez de cep telefonunu kapattığını vurguladı.
Jobs'un bu saatleri oyun oynamakl için değerlendirdiğini yazan Beheşti'nın yazdıkları aslında göründüğünden çok daha fazlasına dikkat çekiyor. Yaratıcılığın devamı için bağlantıyı koparmanın önemine. 
Yani dış dünyayla mobil bağlantıyı koparmanın aslında ilk önce çevreye hemen ardından da kendi beyninize gönderdiğini çok önemli iki mesaj var.
Örneğin Jobs'un Ive'nin ofisinde başka hiç bir yerde kapanmayan iPhone'unu kapatmasının Ive ve ekibine, orada bulunduğu anlarda bu ekibin yaptığından daha önemli hiç bir şey olmadığı mesajını çok net bir şekilde veriyor. Yani diğer her şey o sıralarda bekleyebilir.
Öte yandan kendi beynine de bir disiplin vermek için eşsiz bir fırsat. İnsanın beynine, bağlantıyı koparmanın dünyanın sonu olmadığını gösteren de net bir mesaj. Böylece beynimizin, mobil cihazlarla birlikte geliştirdiği, "Yüzde 100 ulaşılabilir olma" şartlanmasını bozarak dış uyaranlardan uzak daha verimli bir süreç yürütmesine, odağını değiştirmesine ve bakış açısını genişletmesine yardımcı olacak bir mesaj göndermek...
Tekrar bağlantıya geçildiğinde ise beynin çok daha verimli ve yaratıcı çalışmaya başlamasına bir fırsat verilebiliyor.
Bunu belki de herkesin mutlaka bir denemesi gerektiğine dikkat çekiliyor.