BERFİN NİLGÜN ÇİPA/PARAMEVZU.COM ÖZEL HABER
Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlik, Rusya’nın 2014 yılında Kırım’a asker göndermesi ile başlamıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladamir Putin, ülkesinin bölgedeki jeopolitik çıkarlarını koruduğunu iddia ederek parlamentodan onay almıştı. Bugün gelinen noktada ise Putin, Ukrayna’nın bir NATO üyesi olmasını istemediğini, NATO’nun füze savunma sistemlerine ev sahipliği yapamayacağını açıkladı. Taleplerinin gerçekleşmesi yönündeki kararlılığını ise Ukrayna sınırına askeri birlik sevk ederek gösterdi.
“SAVAŞA GEREK KALMADAN ÇÖZÜLECEK”
Dış Politika Enstitüsü Akademik Danışmanı Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, Putin’in saldırı yöntemini birinci tercih olarak görmediğini, diplomaside kazanç elde etmek adına öne sürdüğü bir araç olarak yorumladığını belirtti. Askeri güç kullanmanın zayıflığın bir göstergesi olduğunu ifade eden Oğuzlu, “Gerilim diplomatik yöntemle çözülürse en kazancı çıkan Rusya olur. Aksi takdirde bir savaş çıkarsa; Rusya Çin’e bağımlı hale gelir Ukrayna Avrupa’ya daha da yakınlaşır, Amerika ise güçlenmiş olur. Putin’in bu faktörleri göz önünde bulundurduğunu düşünüyorum. Diplomatik yollarla aslında Rusya şimdiden çok şey kazandı bunları kaybetmek istemez. Savaşa gerek kalmadan çözüleceğini düşünüyorum.” dedi.
“OLASI BİR ASKERİ OPERASYONU MEŞRU GÖSTERMEK İÇİN ALTYAPI HAZIRLANIYOR”
En son gelen haber akışlarından bir tanesi ise bölgede ilk kurşunun Ukrayna’dan geldiğine dair iddialardı, Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emre Gönen bu haberlerin bir altyapı hazırlığı olduğunu söyledi. Gönen bölgedeki son gelişmeleri, “Gerilim giderek artıyor, Rusya Federasyonu Ukrayna kuvvetlerinin işgal altındaki Donbass bölgesine topçu ateşi açtığını iddia etti. Bu tür adımlar, maalesef genellikle büyük çaplı askeri operasyonları haklı kılmak için atılır. Rusya Federasyonu temsilcileri, 150 bin askerin bir bölümünün sınır bölgesinden uzak kışlalarına döndüğünü açıklarken, ABD istihbaratı bunun tam tersine sınıra asker yığınağının arttığını belirtti. Bu kadar birbiriyle çelişen gelişmeler ve açıklamalar, soğukkanlı biçimde gerilimin artması, bunun uzun zamandır hazırlanan bir operasyon olduğunu gösteriyor. Bir diğer yandan, Rusya Parlamentosu hükümete, işgal altındaki bölgelerde kurulmuş gibi gösterilen iki devleti tanıması için çağrı yaptı. Rusya tarafında, olası bir askeri operasyonu meşru göstermek için altyapı hazırlanıyor.” ifadeleriyle yorumladı.
Siyasi pencereden Rusya-Ukrayna krizinde durum böyleyken piyasalar da sert fiyatlamalarla tepki gösterdi. Ons altın Haziran 2021’den bu yana en yüksek seviyeleri test etti, Brent petrol 96 doların üzerine çıkarak yeni bir rekora imza attı, Borsa İstanbul’da yüzde 4’e yakın düşüş gözlemlendi, ons gümüş ise 24 dolar seviyesine kadar yükseldi.
“BİST100’DE 2060 SEVİYESİ HEDEF OLMAYA DEVAM EDER”
Ekonomist Belgin Maviş, piyasaların gelen karışık haber akışları içerisindeki gerçeğin farkında olduğunun altını çizdi ve korku endeksine dikkat çekti. Maviş’in değerlendirmesi şu şekilde, “Evet korku var mı var. Ama korku endeksi hala 30’un üzerine çıkmış değil dolayısıyla korku endeksinde 30 ve 30’un üzerinde bir fiyatlama olmadığı sürece borsa tarafında 2060 hedef olmaya devam eder. Aşağıda ise 2005 seviyesi önemli bir eşik değeri olarak karşımızda olur. Ancak bunun altında bir kapanış olursa yani sarkarsa bu kez 1980 ve 1960 destekleri tutmayabilir. Geri çekilmelerde 1930 ve onun altında 1860lara kadar sert bir geri çekilme hareketi görürüz. 1830-1860’a kadar sert bir süzülme hareketi sıcak temas olursa görülebilir. Eğer Amerika ve Avrupa Birliği işin içine girer ve haberler köpürtülürse bu kötü senaryo önümüze çıkabilir. Normal koşullarda bugünün özelinde bakacak olursak endekste piyasa reaksiyonları temkinli iyimserlik ve çok fazla pozisyon taşımama ya da taşıdıkları pozisyonu 8-13 günlük bant aralığında taşıma gayreti diyebiliriz.”
"PETROL FİYATLARINDAKİ YÜKSELİŞ 2025’E KADAR DEVAM EDECEK"
Emtia piyasası Rusya-Ukrayna krizini yakından takip ediyor. Brent petrol fiyatı ilk tepki olarak 96 dolara kadar çıktı daha sonra düşüşe geçse bile yedi yıllık bir rekora imza atmış oldu. The London Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü petrol fiyatlarındaki artışın 2025’e kadar devam etmesini beklediklerini söyledi. Öğütçü’nün piyasa yorumu ise şu şekilde, “Petrol fiyatları Rusya-Ukrayna arasındaki gerilim nedeniyle oynamaya başladı. Hatta kuvvetlerin çekildiği haberleri çıktıktan sonra beş dolar kadar düştü. Ortalığı sakinleştirmek için bu tür haberlerin atıldığı anlaşılınca fiyatlar tekrar yükselişe geçti. Tahminlerin aksine petrol fiyatlarındaki artış devam edecek, 100 dolar sınırına kadar gelindi bu 2025’e kadar artışın sürmesini bekliyoruz. Ukrayna ve Rusya arasındaki gibi jeopolitik riskler fiyatın yukarı doğru çıkmasına sebep olacaktır. Ukrayna’daki kriz sona ermedi, Rusya’nın beklentileri henüz karşılanmadı. Benim tahminim ileriki dönemlerde Rusya en azından Donbass bölgesindeki kendi yerleştirdiği isyancıların kontrolündeki toprakları işgal ve ilhak edebilir. Bunun da aslında petrol fiyatlarına ciddi bir yansıması olacağını zannetmiyorum. Geçici üç beş dolarlık oynama yaratır sadece.”
ONS ALTINDA 1900-1950 DOLAR BEKLENTİSİ
Jeopolitik gerginliklerin altının en çok duyarlı olduğu konulardan bir tanesi olduğunu ifade eden Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, “16 Şubatta Rusya, Ukrayna’ya saldıracak veya işgal edecek şeklinde ABD’den gelen açıklamalarla birlikte bir anda altının 1800 doların üzerinde 1830 dolarlara doğru tırmandığını gözlemledik zaten1825 ons dolar seviyeleri teknik olarak geçilirse 1850-1875 dolarları görürüz diye bekliyorduk. Nitekim öyle oldu herhangi bir işgal olmamasına rağmen. Benim beklentim ilk yarı itibariyle 1950 dolar seviyesinde. Peki Rusya, Ukrayna’yı bir hafta 10 gün sonra işgal edilirse ne olur? Bu beklenti de ilk etapta daha önce satın alındığından böyle bir hareket başladığında belki biraz hızlı bir yükseliş görebilir kısa süreli ama tekrar oradan bir düzeltme hareketi gelebilir. Kısaca benim beklentim altın bundan sonra 1800 doların üzerinde yükselişlerde de ilk yarı itibariyle 1900-1950 dolara kadar da yükselebilir diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
RUSYA-UKRAYNA KRİZİ GÜMÜŞ FİYATLARINI DA ETKİLEDİ
Emtia Piyasası Uzmanı Zafer Ergezen, Rusya’nın önemli gümüş üreticileri arasında yer alması sebebiyle bu cephede yaşanan krizin gümüş fiyatlarında etkili olduğunu belirtti. Ergezen, “23.95 seviyesi özellikle benim baktığım noktada önemliydi. Zaten iki gün bu seviyeyi denemesine rağmen üzerinde kalamadı. Sonrasında gelen satışlarla beraber 23.50 seviyesinin de altına indi. Kısa vadede 23.50 seviyesinin altında kaldıkça bir miktar daha geri çekilmeler olma olasılığı, satış baskısının artma olasılığı yüksek. Burada takip edilecek nokta Ukrayna – Rusya arasındaki gerilim. Savaş beklentilerinin azalmasıyla tekrar bir miktar geri çekilmeler söz konusu olabilir çünkü bu şekilde risk fiyatlaması ortadan kalkıyor” dedi.
"RUSYA-UKRAYNA KRİZİ DOLAR/TL’Yİ FİYATLAMADI"
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, jeopolitik risklerin dolar/TL üzerindeki etkisini şu şekilde açıkladı, “Savaş ihtimali üzerinden piyasa senaryosu oluşturmadan önce savaş çıkıp çıkmayacağını görmek lazım. Kriz pompalamasına ilişkin haberler zaman zaman piyasaya servis ediliyor ama Rusya’dan herhangi bir aksiyon görmedik. Şuan durum aksiyonsuzluk en çok hoşumuza gidecek senaryo görüntüsünde. Rusya diplomasi ayağını devam ettiriyor. Zaten küresel çapta kalıcı bir fiyatlama yok. Burada kriz olgusunun tetiklenmesi için geniş çaplı bir askeri operasyon, finansal yaptırım cevabı, gaz ve petrol akışının kesilmesi gibi durumların olması gerekiyor. Tansiyon belli bir seviyenin üzerinde kalır ve Rusya-Ukrayna tarafında 2014 dinamiklerine dönülmez. Kriz hala masada olduğu için faktörler ortadan kalkmış değil ama bu piyasa için şuan bence ikincil bir etken. Bence asıl odak noktasından biraz kafamızı çevirmemize neden olan bir durum.”