YURTİÇİ TALEBİN ENFLASYONİST ETKİSİ AZALDI
Enflasyon beklentilerine ilişkin paragraf haziran metnine göre büyük ölçüde değiştirilirken temmuz ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, hazirana kıyasla sınırlı bir şekilde yükselirken ikinci çeyrek ortalamasının altında kaldığı belirtildi. Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergelerin yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığına işaret ettiği kaydedilen PPK metninde “Mal enflasyonu düşerken hizmet enflasyonundaki iyileşmenin gecikmeli olacağı değerlendirilmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri ve jeopolitik gelişmeler enflasyonist riskleri canlı tutmaktadır” ifadesi ile ekonomistlere göre Merkez Bankası enflasyon beklentilerini yönetmeye odaklandı. Ekonomistler, metinde “Kurul enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunun dezenflasyon süreci açısından göreli öneminin arttığını vurgulamıştır” cümlesinin ise son dönemde yapılan kamu fiyat ayarlamalarının yansıması olduğu görüşünde.ENFLASYON BEKLENTİLERİNİN TAHMİN ARALIĞINA YAKINSAMASI
Metinde, para politikası duruşuna ilişkin paragrafta da kararlı duruşun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenfl asyon sürecini güçlendireceği dile getirildi. Bu ifade reel değerli TL vurgusunun korunması nedeniyle ekonomistler tarafından önemsenirken PPK metninde “Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” denildi.LİKİDİTE FAZLASI İÇİN YENİ ÖNLEMLER GELEBİLİR
Likidite yönetimi bölümünde PPK metninde çok değişiklik yok. Hazirandaki yabancı para kredilere getirilen sınır vurgusu kaldırılmış. Metinde, “Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları etkin şekilde kullanılmaya devam edilecektir” denildi. Ancak önceki gün itibariyle 263 milyar lira seviyesine çıkan likidite fazlası kamunun döviz satışına rağmen artışın devam etmesi, Merkez Bankası’nın ihalelerine gelen yetersiz talep likidite fazlasıyla mücadelede yeni yöntemlerin devreye girmesi gerektiğine işaret ediyor ekonomistlere göre. Merkez Bankası kullanmasa da ekonomistler en etkili yolun likidite senetleri çıkarmak olduğunu ancak Hazine’ye rakip olmak istemediği için bu konuda Merkez Bankası’nın çekimser kalmış olabileceğini dile getirdi. (Şebnem Turhan/EKONOMİ Gazetesi)