Yılbaşından bu yana borsada yaşanan dalgalanmalar, borsa endeksinin hala dolar bazında yüksek performans sergilemekten uzak olması, yüksek enflasyonun varlık fiyatlamalarında tüm hesapları şaşırtması fon piyasasında dengeyi değiştirdi. Hisse senedi fonları ortalama getiride yılbaşından bu yana geride kalırken zirveyi ilk beş ayda gayrimenkul yatırım fonları ve girişim sermayesi yatırım fonları aldı.
Her ne kadar açıklanan resmi enflasyonun sokağa yansıması konusunda tartışmalar sürse de enflasyon için TÜİK’in açıkladığı verileri baz alsak, yüzde 69.97 yıllık enflasyonun yaşandığı ülkemizde yıllık enflasyonun üzerinde getiri sağlayan yatırım fonu sayısı 41 oldu. Fonbul.com verilerine göre son beş ayda yüzde 100’ün üzerinde getiri sağlayan fon sayısı ise 22.
GÖZDEN UZAK TUTULAMAYACAK BİR ENSTRÜMAN
Dünyada artık sermaye akışlarının ciddi şekilde kitle fonlamasına döndüğü dönemde, start-up veya erken dönem girişimlerine yapılan yatırımların ilk yatırım turunda getiriyi 2-3 katına çıkarabiliyor olması, girişim sermayesi yatırım fonlarını fon piyasasında hisse senedi fonlarına ciddi bir rakip olarak çıkardı.
Bu nedenle yatırımcılar açısından uzun vadede artık girişim sermayesi yatırım fonlarını tercih etmek de ciddi bir yatırım enstrümanı olarak duruyor. Elbette burada kritik olan nokta fona da doğru fiyattan giriş yapabiliyor olmak.
Zaten potansiyeli yüksek bir şirketi çok önceden portföyüne almış bir şirkete ciddi bir değerlemeye ulaşmasından sonra yatırım yapmak aynen hisse senedi piyasasında olduğu gibi beklenen getirinin tam tersi bir sonuç da doğurabiliyor. Yani burada da fon yatırımcısına da büyük iş düşüyor.
Fonların portföyündeki şirketleri ve fonların bu şirketlere yatırım tarihlerini yakından takip edip yatırım yapılan şirketle ilgili en azından bir analiz yapmak çok ciddi getiri potansiyelleri sağlayabilir.
GAYRİMENKUL FONLARINDA İKİ KARŞIK GÖRÜŞ
Yine son beş ayda yüksek performans gösteren diğer fonlara bakıldığında gayrimenkul yatırım fonlarının da zirvede olduğu gözden kaçmıyor. Bu aslında çok şaşırtıcı bir durum değil. Çünkü özellikle 2021’in son çeyreğinde başlayan ve artık bugün herkesin iliklerine kadar hissettiği gayrimenkul değer artışları ve kiralardaki astronomik artışlar bütün işi bu varlıklara yatırım yapmak olan gayrimenkul yatırım fonlarının performansını da parlattı. Şimdi soru sıkça tartışılan bir konuya geliyor: Gayrienkulde bir balon var mı yok mu? Her iki fi kri savunanların da ciddi argümanları var. Balon yok diyenler, inşaat maliyetlerinin yükselişi, arsa arzının yetersizliği ve arsa maliyetlerinin çok ciddi seviyelere gelmesi ve talebin yüksek olduğu kesime konut arzının da yetersiz kalmasının fi yatlardaki yükselişi doğal hale getirdiğini savunuyor. Balon var diyenler ise milyonlarca kişinin konut talebi oluşturduğu orta ve alt gelir grubuna yönelik arz oluşmamasının özellikle kiraların artışıyla balon oluşumunu gözler önüne serdiği, 50’ye ulaşan kira çarpanlarının sürdürülebilir olmadığı inancında. Bu iki görüşten hangisine yakın olduğunuz aslında gayrimenkul yatırım fonlarındaki getiri beklentinizi de belirleyebilir. (Barış Erkaya/Dünya)