Hem dünyanın geleceği hem de nadir metal rezervlerinin tükenmesinin çaresi ömrünü doldurmuş elektronik cihazlarda. 1 ton akıllı telefonda 1 ton altın cevherinden 100 kat fazla altın bulunuyor
Elektronik atık ve onunla yaptıklarımız hızla dünyanın önümüzdeki yüzyılda karşı karşıya kalacağı en büyük sorunlardan biri haline geliyor. Şimdi İngiltere Kraliyet Darphanesi, eski akıllı telefonlarımızdan altın çıkarmak için yeni teknolojiyi kullanarak sorunu çözmek için devreye giriyor.
Kanadalı start-up Excir ile yapılan anlaşma sayesinde Royal Mint, dünya lideri kimyasal teknikleri kullanarak teknolojik devrelerde kullanılan altının yaklaşık yüzde 99'unu geri kazanmayı umuyor.
Şimdiye kadar 24 ayar olarak da adlandırılan 999,9 saflıkta altın çıkarıldı ve sistemi bakır, paladyum ve gümüş gibi diğer nadir metalleri toplamak için de büyütmeyi umuyor.
ELEKTRONİK ATIKLAR ÇİN SEDDİ'NDEN DAHA AĞIR Bu haber, özellikle Excir'in teknolojisi diğer ülkeler ve kuruluşlar tarafından benimsenirse, dünyanın büyüyen atık elektronik dağıyla nasıl başa çıkacağı konusunda ileriye doğru inanılmaz bir sıçrama olabilir. Son tahminler, yalnızca 2021'de atılan elektronik bileşenlerin 57 milyon tonun üzerinde, yani Çin Seddi'nden daha ağır olacağını gösteriyor.
Bu bileşenler çoğu zaman bozuk veya eskimiş olsa da, yine de inanılmaz derecede değerli. Dünya Ekonomik Forumu'ndan 2019 raporu bizim atık 62 milyar 500 bin dolar olduğunu tahmin ediyor. Bu miktar, tüm ülkelerin yüzde 60'ından fazlasının GSYİH'sinden daha yüksek.
Ne yazık ki bu değerli metalleri çıkarmak – veya daha doğrusu bu metallerin saf halini çıkarmak – inanılmaz derecede zor ve bu nedenle elektronik atıkların yalnızca beşte birinin geri dönüştürüldüğüne inanılıyor. Elektroniklerin denizaşırı ülkelere gönderilmesini ve inanılmaz derecede yüksek sıcaklıklarda işlenmesini gerektiriyor.
Her cihazdan yalnızca küçük miktarlarda kullanılabilir malzeme çıkarmak zor ve oldukça verimsiz bir işlem. Bu da elektronik aksamları işlemekle hiç uğraşmamanın genellikle daha ucuz olabileceği anlamına geliyor.
2100'DE TÜKENECEK MADENLER ATIKTA DURUYOR Bununla birlikte, geride bıraktığımız atık elektronikler sadece çevremiz için bir tehlike değil, aynı zamanda yüzyılın sonuna kadar temel malzemelerin tükendiğini de görecek. Uzmanlar, LED'ler, kameralar ve dokunmatik ekranlardaki temel bileşenler olan Galyum, Gümüş ve Yttrium gibi malzemelerin 2100'den önce tükeneceğini tahmin ediyor. Bu olası felaketten kaçınmak için, kullanolan malzemeleri geri dönüştürmenin daha iyi yollarını bulmak gerekiyor.
ODA SICAKLIĞINDA AYRIŞTIRMA Neyse ki, son gelişmeler felaketten kaçınılabileceğini gösteriyor. Royal Mint'in yaklaşımı, devrelerden metalleri doğru bir şekilde toplamak için kimyasal etkileşimlere dayanıyor ve bu, İnigltere'de oda sıcaklığında yapılabiliyor.
Geçen yıl Yeni Zelandalı bir start-up , "biyorafinasyon" adı verilen bir süreçte devrelerden altını seçici olarak emmek için kimyasallar ve mikropların bir karışımına dayanan biyolojik bir yaklaşımı sergiledi.
Bu çabalar, mevcut eritme yöntemlerinden çok daha sürdürülebilir ve kullanılan kimyasallar ve araçlarda birkaç ince ayar yaparak, elektronikte kullanılan her değerli öğeyi geri almak için neredeyse aynı süreçleri uygulayabiliyor olmak gerekir.
Bu çabaların elektronik tabanlı bir felaketten gerçekten kurtarıp kurtaramayacağını bekleyip görmek gerekecek, ancak her şey plana göre giderse iPhone 13'ün iPhone 26'yı finanse etmesine yardımcı olabilir.
TÜRKİYE 1 MİLYON TON E-ATIĞA KOŞUYOR Türkiye'de ise durum daha da karışık. Türkiye'de ortaya çıkan elektronik atıkların sadece yüzde 18'i geri dönüştürülüyor. Hesaplama için gösterge olması açısından bir detay: Örneğin 1 ton akıllı telefonda 1 ton altın cevherinden 100 kat daha fazla altın bulunduğunu biliyoruz (WEF, 2019).
Türkiye'de ise önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 1 milyon tona yakın bir e-atık oluşacağı tahmin ediliyor. Kişi başı 10.5 tona yaklaşan bir elektronik atık ürettiğimiz kesin.