BERFİN NİLGÜN ÇİPA/PARAMEVZU.COM ÖZEL HABER
Dijital dönüşüm eğitimden sağlığa, finanstan alışverişe kadar pek çok alanda hayatlarımızı şekillendirdi. 1995 yılından sonra internet kullanımının artmasıyla birlikte, ticaret bu ‘dijital dönüşüm’den payını aldı ve e-ticaret lugatımıza eklendi. Zaman zaman yaşanan dijital dönüşüm türlü gerekçeler sıralanıp sorgulansa da 2020 yılında sosyal reflekslerimizi yıkıp yerine yenilerini inşa eden pandemi, e-ticaret için güçlü bir ivmelenme zemini yarattı.
Türkiye’nin 2020 e-ticaret karnesine göz attığımızda yaşanan ivmelenmeyi rakamlarla görmek mümkün. 2020 yılında e-ticaret, 2019’a göre yüzde 66 artış göstererek 226 milyar 200 milyon liraya yükseldi. E-ticaret hacminin genel ticarete oranı ise 2019 yılında yüzde 9,8 iken, 2020’de 5,9 puanlık artışla ortalama yüzde 15,7’ye çıktı.
Dünyada da durum farklı değil… Küresel verilere göre, e-ticaret yıllık bazda yüzde 18 büyüdü. 2020 yılı dünya e-ticaret hacmi 4,3 trilyon dolar oldu. 2019 yılında 1 milyar 666 milyon olan sipariş adetleri, 2020 yılında yüzde 68 artışla 2 milyar 297 milyona yükseldi.
“TÜRKİYE’DE E-TİCARETTE EN ÇOK BÜYÜME GÖSTEREN 5 ÜLKE ARASINDA”
Digital 360 Kurucu Ortağı Özge Karadaş, Türkiye’nin e-ticaret karnesini değerlendirdi. Karadaş, “Türkiye, e-ticaret büyümesinde dünyadaki en çok büyüme gösteren 5 ülke arasında yer alıyor. Genç nüfusumuz, teknolojiye yatkınlığımız, sosyal medyayı dünyada en çok kullanan ülkelerden biri olmamız, bu rakamların daha da büyüyeceğini ve e-ticaret için Türkiye’de büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor” dedi.
ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi, e-ticaret sektörünün 2020’de rekora imza atığını belirterek şunları kaydetti, “Pandemi tedbirleri kapsamında vatandaşların alışveriş davranışları değişerek online alışverişe ve online işlemleri geçişi hızlanarak artış gösterdi. Yılın lider online alışveriş kategorisi süpermarket oldu. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre 2020’de e-ticaretin 138,4 milyar lirası kartlı ödemeler; 80,4 milyar lirası havale/EFT ödemeleri, 7,4 milyar lirası kapıda ödemelerden oluştu”.
“SEKTÖRÜN BEKLENTİSİ ADİL KURALLARLA YASAL DÜZENLEME YAPILMASI”
Bu kadar hızlı büyümenin söz konusunu olduğu bir sektörde, kuşkusuz yasal düzenleme ihtiyacı da kaçınılmaz oldu. ABD’de e-ticaret devlerinin tekelleşmesinin önüne geçmek için bir yasa hazırlandı. Türkiye’de de birtakım düzenlemeler yapılıyor. Özge Karadaş, sektördeki genel eğilimin para gücü yüksek devlerin piyasayı tamamen kontrol edecek hale gelmesi yönünde olduğunu belirtti. Karadaş, “E-ticaretteki artış trendinin olması mevcut büyük firmaların paylarını daha da artırarak tekelleşmeye gitme olasılığını barındırıyor. Bu durum, piyasadaki rekabet ortamına zarar verebileceği gibi ekonomik ve sosyal açıdan da olumsuz etkiler yaratabilir. Tekelleşme ve büyüme sonucu küçük oyuncuların rekabet gücünün azalma riski bulunuyor. Sektörün beklentisi e-ticarette rekabet koşullarının oluşturularak, adil kurallarla düzenleme yapılmasıdır” ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ekonomi Reformları Eylem Planı’nda online pazar yeri platformlarına ilişkin yeni düzenleme yapılacağını açıkladı. ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Ekmekçi, eylem planını desteklediklerini ve hem istihdama hem de sektörün karlılığına katkı sağlayacağını belirtti. Ekmekçi, “Türkiye’deki e-ticaretin yüzde 70’inden fazlası pazar yerleri aracılığıyla olduğunu tahmin ediyoruz. Burada sağlıklı ve rekabetin düzgün olduğu büyümeyi destekliyoruz. Sanal pazar yerlerinde hangi satıcının, hangi ürünün diğerinden daha avantajlı gözükeceği kurallarının net ve şeffaf olacağını düşünüyoruz” dedi.
“İNDİRİM” KOZU GİRİŞİMCİ İÇİN FIRSATA DÖNÜŞEBİLİR
Bir başka ele alınması gereken konu ise, e-ticarette kullanılan kozun ‘indirim’ olması… Ardı ardına uygulanan indirim kampanyaları markaları nasıl etkiliyor? Özge Karadaş, e-ticaretin sunduğu kolaylıkların birçok girişimci için faydaya dönüşebileceğine değindi. Karadaş, “Diğer markalara göre daha uygun fiyat sunanlar, çoğu zaman avantaj sağlıyor. Sadece fiyat bazlı iletişim kuran markaların ise gelecekte pazarını kaybetmesi, karlılıklarını yitirmesi açısından büyük risk taşıyor. E-ticaret, satıcıların ve tüketicilerin arama maliyetlerini azalttı, tüketicilerin daha çok çeşit ürün ve hizmete erişimini kolaylaştırarak ucuza alışveriş yapma imkanı sağladı. E-ticaretin sunduğu kolaylıklar birçok girişimci için de yeni fırsatlar yarattı, bu sayede kısa süre içinde rekabetçi firmalara dönüşebildiler” şeklinde konuştu.
E-TİCARETTE HALA REKABET ALANI VAR MI?
Türkiye’de e-ticaret ekosistemi içinde yer alan iki büyük dev Trendyol ve Hepsiburada artık pazar içerisindeki yerlerini sağlamlaştırdı. Gelişen ve değişen kurallar içerisinde Markafoni ve Limango yerini devretti. Peki piyasada yeni girişimler için hala rekabet alanı var mı?
ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi alternatiflere her zaman ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Limango ve Markafoni’nin e-ticaret sektöründen çekilmesinde markaların doğrudan online satışa geçmesi ve moda sektöründeki çeşitliliğin artmasının etkisinin olduğunu belirten Ekmekçi, her iki markanın da çekilme kararı aldığı dönemde e-ticaret sektörünün ülkemizde bugünkü kadar gelişmiş olmadığını ifade etti. ETİD Yönetim Kurulu Başkanı, “Özellikle pandeminin etkisiyle online alışverişin hayatımızdaki önemi daha da anlaşıldı. İnternetten hiç alışveriş yapmayan tüketiciler de online alışverişi kullanmak zorunda kaldı. Bu dönemde tüketicilerin beklentilerini karşılamak için çağın gerisinde kalmadan tüketici haklarına uygun olacak şekilde e-ticaret alanında hizmet veren markaların kendilerini geliştirmeleri büyük önem taşıyor. Hacim ve sektördeki oyuncu sayısı arttıkça rekabet de artıyor. Sektörün gerekleri karşısında yeterli olamayan markalar çeşitli olumsuzluklar yaşayabiliyor” dedi.
Türkiye’de özel alışveriş sitesi konseptinin sona ermesi ile Markafoni ve Limango’nun piyasadan çekildiğini ifade eden Digital 360 Kurucu Ortağı Özge Karadaş, Trendyol ve Hepsiburada’nın başarasının altında yatan en önemli nedenin yeniliğe ve gelişmeye odaklanmaları olduğunu belirtti. “E-ticaretin büyüme seyrinde Hepsiburada ve Trendyol gibi büyük devlerin dijital alanda yaşanan değişimle birlikte elektronik ticarette yaşanan gelişmelerin doğurduğu yeni iş modellerini, trendleri, tüketici davranışlarını benimsediklerini, alternatif satış kanalları ve modelleri yarattıklarını ve buna göre süreçlerini revize edip teknolojiye uygun halde yapılandırdıklarını düşünüyorum”
TÜKETİCİNİN DİKKATİNİ ÇEKMEK VE KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ DENEYİM SUNMAK ŞART
Sektöre girmek ve uzun vadeli oyuncu olmak isteyen platformlar için ise Karadaş şu önerileri sundu, “Her yeni girişim müşteri deneyiminin beklentilerini karşılayamaz. Hayatta kalmak için tüketicilerin dikkatini çekmek, yeni iş modelleri bulmak ve onlara kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak gerekiyor”
E-TİCARET SEKTÖRÜNÜN 2021’DE DE BÜYÜMESİ BEKLENİYOR
Emre Ekmekçi 2023 yılına kadar sektöründe 2.3 kat daha büyümesini beklediğini belirtti. Ekmekçi sektöre dair şu verileri paylaştı, “Türkiye’de her 3 kişiden 1’i internetten alışveriş yapar bir noktaya geldi. E-ticaret gönderilerinin toplam kargo gönderileri içindeki payı yüzde 60’ı buldu. E-ticaretteki bu artışa kargo ve teslimat firmalarının aynı hızda cevap vermesi zorlaştı. 2020 yılı Rekabet Kurumu raporuna göre Türkiye’de pazaryerlerinden yapılan satışlarda ortalama teslimat süreleri 2018’de 2.59 gün iken 2020 yılında 3.19 güne çıktı”.
Özge Karadaş ise 2021 yılında e-ticaretin genel payının pandemi etkisinin geçmesi ile biraz düşeceğini beklese de toplam e-ticaret hacminin artarak büyüyeceğini belirtti. Karadaş, “2020 yılında küresel e-ticaret yüzde 23 artarak 4.3 trilyon dolara yükseldi. Önümüzdeki üç senede bunun daha da ivmeleneceği ve 6,5 trilyon dolara kadar çıkacağı öngörülüyor” dedi.