Commerzbank/Ghose: TCMB’de başkan değişiminin sınırlı bir olumsuz etkisi olur

Yayınlama: 07.02.2024 09:55:00 Güncelleme: 07.02.2024 09:55:24

Avrupa’nın önde gelen bankalarından Alman Commerzbank’ın Gelişmekte Olan Piyasalar FX Kıdemli Analisti Tatha Ghose Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) başkan değişikliğinin sınırlı da olsa negatif algıya neden olabileceğini söyledi

Commerzbank/Ghose: TCMB’de başkan değişiminin sınırlı bir olumsuz etkisi olur

TCMB Başkanlığı görevine Fatih Karahan’ın atanmasının ardından para politikasına ilişkin beklentileri EKONOMİ gazetesine değerlendiren Ghose başkanlık görevinden ayrılan Gaye Erkan'la ilgili tartışmaların birkaç hafta boyunca medyada geniş yer bulduğuna, ancak eleştiride bulunan herkesin, muhalif siyasetçilerin bile para politikasını değil, yalnızca kişisel meseleleri öne çıkardıklarına dikkati çekti. Ghose “Cumhurbaşkanı Erdoğan Şimşek'i görevden almadı, ki yüksek faizin fişini çekseydi durum böyle olacaktı. Bu kez olumsuz algı daha çok kilit önemdeki personelin sık sık yer değiştirmesi ile ilgili olacak, bu da politika sürekliliği açısından iyi bir şey değil ve sürekli “yangınla mücadele” izlenimi veriyor” dedi. Ayrılan ve yeni gelen başkanlar arasında politika görüşlerinde ve duruşlarında bir değişiklik beklenmesi için hiçbir neden olmadığının altını çizen Ghose, “Her aklı başında ekonomist enflasyonu dizginlemek ve TL’yi istikrara kavuşturmak için Türkiye’nin para politikasında neler yapılması gerektiğini tam olarak bilir. Sonuçta roket bilimiyle uğraşmıyoruz" dedi. Yabancı yatırım girişleriyle ilgili olarak trendin biraz değiştiğini vurgulayan Ghose, ancak yine de, daha uzun bir sürecin tesis edilmesi gerektiğini belirterek “Sık sık söylediğimiz gibi, güvenilirliği yeniden inşa etmek uzun ve zorlu bir süreçtir” ifadesini kullandı.

-TCMB başkanının değişmesinin, yabancı yatırımcı nezdinde olumsuz bir algı yaratacağını düşünüyor musunuz?

Evet etkisi olur ancak bu kez sınırlı ölçüde. Çünkü görevden ayrılan Erkan'la ilgili tartışmalar birkaç hafta boyunca medyada geniş yer buldu. Eleştiride bulunan herkes, muhalif siyasetçiler bile para politikasını değil, yalnızca kişisel meseleleri öne çıkardılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan Şimşek'i görevden almadı, ki yüksek faizin fişini çekseydi durum böyle olacaktı. Bu kez olumsuz algı daha çok kilit önemdeki personelin sık sık yer değiştirmesi ile ilgili olacak, bu da politika sürekliliği açısından iyi bir şey değil ve sürekli “yangınla mücadele” izlenimi veriyor.

"GÜVENİLİRLİĞİ YENİDEN İNŞA ETMEK UZUN VE ZORLU BİR SÜREÇTİR"

-TCMB'nin para politikasında, enflasyonla mücadelesinde ve seçim sonrası benimsenen ortodoks duruşunda bir değişiklik bekliyor musunuz?

Hayır çok büyük bir değişiklik beklemiyorum. Ayrılan ve yeni gelen başkanlar arasında para politikası görüşlerinde veya duruşlarında bir değişiklik beklenmesi için hiçbir neden olmadığını düşünüyorum. Bizim görüşümüze göre, her aklı başında ekonomist enflasyonu dizginlemek ve TL’yi istikrara kavuşturmak için Türkiye’nin para politikasında neler yapılması gerektiğini tam olarak bilir. Sonuçta roket bilimiyle uğraşmıyoruz. Eksik olan, Erdoğan'ın bu tanıdık, bilindik yolu takip etme izniydi. Artık bu izin verildiğine göre, Şimşek-Erkan'ın yürüttüğü işi Şimşek-Karahan ekibinin de yürütebileceğini beklemek mümkün.

-Şu ana kadar ciddi bir sermaye girişi yaşanmadı. Bunu arttırmak için ne yapılması gerekiyor?

Yabancı yatırımcı girişleri çok fazla olmayabilir ama TCMB'nin ciddi bir faiz artırımına gideceğinin netleşmesi ve Erdoğan'ın da faiz artırımlarını açıklamalarıyla desteklemeye devam etmesiyle en azından bir miktar değişiklik olmuş gibi görünüyor. Hem portföy akışları hem de bankaların yurt dışından borçlanmaları, 2023'ün ilk yarısındaki net çıkıştan sonra sürekli olarak olumlu bir seyir izlemeye başladı. Yani trend biraz değişti. Ancak Türkiye'de yüksek faiz oranlarının sürdürülebileceği, Erdoğan'ın faiz oranlarının ne zaman düşebileceği konusunda konuşmaya başlamadığı, enflasyon dinamiklerinin gerçekten yumuşadığı, ki Ocak ayında yumuşamadı, daha uzun bir sürecin tesis edilmesi gerekiyor. Sık sık söylediğimiz gibi, güvenilirliği yeniden inşa etmek uzun ve zorlu bir süreçtir. (Elif Karaca/EKONOMİ Gazetesi)