Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, bir yılını geride bırakan kur korumalı mevduat ve katılma hesabı (KKM) uygulamalarının piyasalara etkilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Geçen yılın son aylarında döviz kurlarında piyasa gerçekliğiyle bağdaşmayan sağlıksız fiyat oluşumları ve dalgalanmalar gözlemlediklerini belirten Bakan Nebati, finansal istikrarı tehdit eder boyuta ulaşan bu gelişmelerin önüne geçmek amacıyla Aralık 2021'de KKM uygulamasını devreye aldıklarını anımsattı.
Bu uygulamayla tasarruflarını Türk lirası cinsi hesaplarda değerlendiren vatandaşların döviz kurundaki değişimlerden olumsuz etkilenmelerini önlemek ve finansal sistemine güvenlerini pekiştirmeyi amaçladıklarını anlatan Nebati, “Küresel ve bölgesel zorlukların önemli ölçüde arttığı 2022 yılında KKM uygulaması, finansal istikrarın güçlendirilmesine, döviz talebinin sınırlandırılmasına ve Türk lirası mevduatın vadesinin uzamasına önemli katkılar sağladı. Uygulama aynı zamanda makroekonomik dengelerimize de olumlu katkı yaptı ve ekonomik aktivitenin sağlam temeller üzerinde büyümesinde önemli rol oynadı. Başta KKM olmak üzere Aralık 2021'den itibaren devreye aldığımız enstrümanlar ve tedbirler bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde finansal istikrarın sürdürülmesinde etkin bir rol oynadı. Rusya-Ukrayna Savaşı'na ve Fed'in faiz artırımlarına rağmen KKM'nin de katkısıyla döviz talebinin önüne geçildi ve böylece döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payı 21 puan azaldı. Bize geçmişte kolaylıkla dayatılan faiz politikalarına karşı güçlü ve kararlı duruşumuz, sadece ülkemizin makroekonomik göstergelerine olumlu yansımakla kalmıyor, aynı zamanda kronik problemlerin çözülmesine de olanak sağlıyor.” dedi.
“MALİYETİNİ ŞEFFAFLIKLA PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”
KKM'nin Hazine’ye ve Merkez Bankası’na maliyetine ilişkin Bakan Nebati, şunları söyledi: “Tüm dünya yükselen enflasyon, faiz ve kur kısır döngüsü neticesinde hızla resesyona doğru sürüklenirken bu uygulamanın da katkısıyla ekonomik açmazın ötesine geçerek enflasyonla mücadelemizi istihdamı artırarak insan odaklı bir yaklaşımla sürdürüyoruz. Bu sene 91,6 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirilen KKM'nin maliyetini şeffaflıkla paylaşmaya devam ediyoruz. Sınırlı maliyetine kıyasla öngörülebilirliğin artmasına ve enflasyonda düşüş eğiliminin hızlanmasına destek olan KKM'nin maliyetinin ilerleyen dönemde de sınırlı kalacağını öngörüyoruz.”
“FAİZ ARTIŞLARI OLSAYDI ÜLKEMİZİN POTANSİYELİ TOPYEKUN SINIRLANMIŞ OLACAKTI”
Türkiye Ekonomi Modeli’ne de ilişkin açıklamalarda bulunan Nebati, model çerçevesinde enflasyonla mücadelede, üretim kapasitesinin azalması ve istihdam kayıplarının artması gibi risklerin ekonomi açısından tehdit oluşturmasına fırsat vermeksizin kalıcı fiyat istikrarını tesis etmeye yönelik politikaları tercih ettiklerini söyledi.
“Faiz artışları olsaydı, yatırımlar ertelenecek, istihdam daralacak, üretim azalacak ve ülkemizin potansiyeli topyekun sınırlanmış olacaktı.” diyen Nebati, şöyle konuştu: “Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütecek modelimiz kapsamında ihracatımızın katma değerini ve üretimin bilgi, teknoloji ve inovasyon ağırlığını artıracak yatırımlara hız kesmeden devam ediyor ve istihdamı artıran üretim faaliyetlerini destekliyoruz. Son dönemde model kapsamında uyguladığımız politikaların olumlu sonuçlarını almaya başladık. Kasım ayında enflasyonda tepe noktayı geçerek, düşüş eğilimine girdiğimizi görüyoruz. Bu düşüşte uluslararası emtia fiyatlarındaki gerileme ve küresel koşullardaki sınırlı iyileşme elbette etkili oldu fakat bu gerilemede, proaktif bir yaklaşımla hayata geçirdiğimiz tedbirlerin, model kapsamında uygulamaya aldığımız KKM'nin ve atılan diğer adımlarla Türk liramızda sağladığımız istikrarlı duruşun etkisi çok açık biçimde görülebilmektedir.”
Modelin olumlu etkilerini sadece enflasyondaki düşüş trendinin başlamasıyla değil, büyüme verilerinde de gördüklerini söyleyen Bakan Nebati, makine ve teçhizat yatırımlarının son 12 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü, toplam 31 milyonu aşan istihdam rakamının da yine tarihi yüksek seviyelerde olduğuna dikkat çekti.
İhracatın her ay yeni bir rekor kırdığını, Türkiye’nin dünya ticaret hacmi içindeki payının yüzde 1’i aştığını belirten Nebati, “Sanayi ve turizm gibi döviz getirici üretken sektörlerimiz Cumhuriyet tarihimizde hiç olmadığı kadar güçlendi. Turizm sektörümüzün dünya turizminden aldığı pay tarihi yüksek seviyelerde seyrediyor. Önümüzdeki dönemde modelimizin katkısıyla ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuza yakışır şekilde ülkemizi önde gelen küresel finans, sanayi ve ticaret merkezlerinden biri haline getireceğiz.” diye konuştu.
“ENFLASYONDA CİDDİ DÜŞÜŞLERİN YAŞANACAĞINDAN KİMSENİN KUŞKUSU OLMASIN”
Türkiye Ekonomi Modeli'nin odağında yatırımın istihdamın üretim ve ihracatın yer aldığını belirten Bakan Nebati, nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin devam etmesiyle cari açık ve enflasyon sorununu kalıcı olarak ardımızda bırakmayı hedeflediklerini söyledi. Üretimi ve ihracatı desteklemek için selektif kredi politikası uyguladıklarını kaydeden Nebati, “Bu politikalar sonucunda ihracatımız tarihi zirvelerde seyrederken kasım itibarıyla yıllıklandırılmış olarak 253,5 milyar dolara ulaştı. Cari açığımız ekim ayında yıllık 43,5 milyar dolar olarak gerçekleşse de enerji ve altın hariç cari fazlamız 49 milyar dolara yükseldi. Yüksek büyüme rakamlarımıza rağmen enerji ve altın hariç cari fazlanın geldiği nokta, Türkiye Ekonomi Modeli'nin başarısını net bir şekilde teyit eder niteliktedir. Salgın sonrasında enflasyon tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkilemiş ve tarihi zirvelere ulaşmıştır. Ülkemizde enflasyonun temel belirleyicilerinden biri döviz kuru. Geçtiğimiz yıl döviz kurunda piyasa gerçekleriyle uyuşmayan artışlar görülmüştür. KKM öncesinde ekonomimiz hakkında felaket senaryoları yazılırken KKM'nin de katkısıyla sağlanan istikrarla birlikte tüm görünüm değişti. Kurlarda seyrin istikrar kazanmasıyla enflasyonun daha da hızlanmasının önüne geçtik, hatta düşüş trendine girmesini sağladık. Döviz kurundaki oynaklığın azalması, emtia fiyatlarının normalleşmesi ve Türk lirasına güvenin artmasıyla birlikte önümüzdeki dönemde enflasyonda ciddi düşüşlerin yaşanacağından kimsenin kuşkusu olmasın.” açıklamasın yaptı.
“ÜLKEMİZE VE MODELİMİZE GÜVEN ARTARAK DEVAM EDİYOR”
Türkiye Ekonomi Modeli’nin Türkiye'nin iktisadi yapısını ve dinamiklerini bütünüyle dikkate alan bir model olduğunu söyleyen Bakan Nebati, modelin güçlü ekonomik temelleri, gelişmiş altyapısı, eğitimli ve genç insan kaynağıyla vatandaşları "Türkiye Yüzyılı"nda daha ileri bir refah düzeyine ulaştırma hedefine odaklandığını aktardı. Gerçekleştirdikleri uluslararası temaslarda “Muhataplarımıza, Türkiye'ye güvenen ve yatırım yapanların bizimle birlikte kazanacaklarını anlattık.” diyen Nebati, “Aldığımız geri dönüşler çok olumlu. Ülkemize ve modelimize güven artarak devam ediyor. Önümüzdeki yıl, modelimizin çıktıları ekonomimizin her alanında daha görünür ve hissedilir hale gelecek ve yabancı heyetlerle temaslarımızda Türkiye Ekonomi Modeli'nin sonuçlarını aktarmaya devam edeceğiz.” dedi.
2022 yılı dış borçlanma tarafında uluslararası finansal piyasalarda oldukça zorlu geçen bir yıl olduğunu kaydeden Bakan Nebati, “Küresel tahvil piyasalarından, yılbaşından bu yana yaklaşık 85 milyar dolarlık çıkış yaşanırken gelişmekte olan ülkelerin uluslararası sermaye piyasalarındaki ihraç tutarı da yarı yarıya azaldı. Böylesi zorlu bir ortamda, Bakanlığımız sene başında duyurduğu şekilde 11 milyar dolar tutarında dış borçlanma işlemi gerçekleştirerek dış finansmana erişim kabiliyetimizin ne kadar yüksek olduğunu gösterdi. Önümüzdeki dönemde de yabancı yatırımcıların dış borçlanma işlemlerimize olan yoğun ilgisinin artarak devam etmesini bekliyoruz. Dış borçlanma tarafında yatırımcı tabanımızı genişletirken piyasa ve ürün çeşitlendirmesine gitmeye özel önem veriyoruz. Uluslararası yatırımcılar, güçlü ve dengeli büyümesi, kayda değer oranda istihdam artışı, canlılığını sürdüren yatırım iştahı ve olumlu seyrini koruyan ihracat görünümüyle Türkiye'nin sunduğu imkanların ve potansiyelin fazlasıyla farkındalar. Önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin ihraç ettiği yeni enstrümanlara güçlü talep göstereceklerini öngörüyoruz.” şeklinde konuştu.