Hakan Güldağ ve Ali Ağaoğlu Şans Sohbetleri'nde Orta Doğu'da yaşanan gerilimin piyasalara etkisini ve özellikle altın fiyatlarındaki beklentileri masaya yatırdı.
Güldağ: Ortadoğu'da tansiyon devam ediyor. Piyasaları da etkiliyor.
Ağaoğlu: Topyekün bir savaşa gitmesini beklemiyorum. Piyasa da beklemiyor görünen. Önceki hafta sonunda bu işin büyüyeceği konuşuluyordu; altın ve petrol hafta sonuna ciddi yükselişlerle girdi. Geçen hafta ise bir savaşa dönüşmeyeceği yönündeki görüş daha fazla prim yaptı. Şayet yapmasaydı, İsrail'in İran'a dron saldırısı gerçekleştiğinde altında yeni rekor görüldü.
Güldağ: Rekoru tazeledi ama...
Ağaoğlu: Uzun soluklu, kalıcı bir rekor gibi olmadı. Şimdilik...
Güldağ: Petrolde de ilk anda hareket oldu, kısa sürede geri geldi.
Ağaoğlu: Brent petrol 90 dolar üzerine çıktı ama kalıcı olmadı.
Güldağ: İran'ın haber vere vere İsrail'e yaptığına benzer göstermelik bir saldırı oldu.
Ağaoğlu: Ne şiş yandı ne kebap iki taraf için de. Daha fazla büyütmeyecekler diye varsayıyorum.
Güldağ: Şimdilik senaryolar içindeyiz diyebiliriz. Kontrollü bir gerginlik sürdürülüyor. Yine de bütün bunlar bir tiyatro değil. Tüm ipleri elinde tutacak kadar güçlü ya da kadir-i mutlak güce sahip kimse yok. Öyle olacak diye söylemiyorum ama işler çığrından da çıkabilir. Jeopolitik gerginliklerden yararlanmak isteyenler için gayet uygun bir ortam var. Sadece Orta Doğu boyutunda değil. Dünyada ekonomide çözülemeyen sıkıntılar ve teknolojik yarış da sorun biriktiriyor. Jeopolitik iklim bu birikimlerin çatışmasız çözülmesine destek vermiyor.
Ağaoğlu: Özellikle de resmi bir ateşkes olmadığı sürece piyasaların üzerinde bu gerginlik sürer.
Güldağ: IMF Başkanı Georgieva, "Dünya ekonomisinin önünde 10 yıllık bir yavaş büyüme ve toplumsal hoşnutsuzluklar dönemi var" diyordu geçenlerde. Bu da jeopolitik gelişmeleri iyice hassas bir hale getiriyor. Altın fiyatlarındaki olağanüstü artışın arka planında bu var. Altın dünya çapındaki anksiyetenin göstergesi gibi geliyor bana.
Ağaoğlu: Şimdi altında zirveyi gördük, sonra bir daha gördük. Ama son görülen zirve önceki zirvenin altında. Demek ki bir düşüş veya bir düzeltmenin işaretlerinden biri olabilir. Bu kısa vadeli senaryo.
Güldağ: Goldman Sachs, Citi gibi önemli kuruluşlardan yılsonuna ilişkin 2700 dolar, 3 bin dolar gibi ons altın tahminleri var. Sen bunlara epey mesafeli yaklaşıyordun...
Ağaoğlu: Haklısın, 2250 doları bu sene içinde görürüz ama üzerini pek beklemem dedim.
Güldağ: Fakat gördük...
Ağaoğlu: Hem de çok kısa sürede.
Güldağ: Neden?
Ağaoğlu: 2250 tahminimde üç ihtimalli bir senaryo vardı. Hem Ukrayna hem İsrail savaşı çözümlenecek, altın denkleminde Fed ile baş başa kalınacaktı. Üç faiz indirimi olacağı için, altındaki yükseliş sınırlı kalacaktı. O senaryo çöktü. Fed için ise, iki indirim tartışılıyor.
Güldağ: Hatta bu sene faiz indirimi olmayabilir dahi deniyor...
Ağaoğlu: Faizlerle bağlantısı da şüpheli hale geldi. Altın kendi başına gidiyor. 'Güvenli liman' meselesi çok öne çıktı. Bitcoin ya da genel olarak kripto paralar bir savaş ya da bir problem durumunda güvenli liman değilmiş. O da görüldü. Altın alma veya tutma öncelikli.
Güldağ: Aslında sen o senaryoda 2550 bölgesi de olabilir diyordun...
Ağaoğlu: Ama beklemiyorum demiştim. Şimdi resmin içine girdi. Savaşa benzer bir resim ortaya çıkarsa, ons altında sonraki seviye 2500-2550 dolar seviyesi.
Güldağ: Gider mi o seviyeye?
Ağaoğlu: Önce bir düzeltme, ondan sonra oraya gidebiliriz.
Güldağ: Peki düzeltme nereye getirir altın fiyatını kısa vadede?
Ağaoğlu: Direnç seviyesi olacak diye düşündüğüm 2250'ye kadar gelebilir. Bu sefer orası destek seviyesi olacak.
Güldağ: Gümüş ne alemde?
Ağaoğlu: Gümüş, altına göre daha hızlı hareket etti ama henüz daha sağlam bir trend imajı uyandırmıyor. Yükseliş potansiyelinin az, düşüş potansiyelinin biraz daha fazla olduğu bir grafik var önümde. O yüzden bir düzeltme ihtimali artıyor diyorum.
Güldağ: Peki bu sene sonunda altında 3 bin dolar, 3 yıl içinde 5-6 bin dolar tahminlerine ne diyorsun?
Ağaoğlu: O savlara pek katılamıyorum. Önümde Haziran-Aralık 2026'da 2680 dolar, Aralık 2027'de 2723, Aralık 2028'de 2754, Aralık 2029'da 2785 dolarlık vadeli kontrat fiyatları var. Beklentiler 5-6 bin dolarlarda olsaydı, bu kontrat fiyatları burada olmazdı.
Güldağ: Fed'in faiz indirimlerinde ne bekliyorsun?
Ağaoğlu: Amerika'nın bu kadar yüksek faize ihtiyacı var mı sorusu önümüzdeki dönemde sıkça sorulacak ve seçim dönemine yaklaşmış olmaktan dolayı da 3 faiz indirimi beklentimi halen koruyorum.
Güldağ: Bunun altına etkisi?
Ağaoğlu: Bence hiçbir etkisi olmayacak. Artışın bu kadar yüksek olmasının sebebi jeopolitik riskler. O riskler devam ederse, faiz inse de altını yukarı çıkaracak.
Güldağ: Ya faizi artırırsa...
Ağaoğlu: Faiz çıksa da ya da hiç inmese bile jeopolitik riskler nedeniyle yukarıda kalmaya devam edecek altın.
PPK TOPLANTISI ÖNCESİ MESAJLARIN GELMESİ ÖNEMLİ
Güldağ: Geçen hafta biraz uzaktan demeçlerle geçti. Mehmet Şimşek ve Fatih Karahan Washington ve New York'ta gelişmelere müdahil olup aydınlattılar. Yıl sonu enflasyon hedefi ne sadakatle bağlı olduğumuzu gördük. Keza, kamuda tasarruf meselesine sık sık vurgu yapıldı. Ama senin sık tekrarladığın bir söz var ya, ben de seviyorum; "ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz." IMF-Dünya Bankası, yatırıımcı toplantıları arasından sonra bu hafta somut adımların gelmesi beklenir...
Ağaoğlu: Bu hafta Para Politikası Kurulu toplantısı da olacak zaten. Oradan da önemli mesajlar gelmesi lazım. Daha iyisi PPK toplantısı öncesinde içeride önemli mesajlar gelmesi lazım. Çünkü PPK'ın yükünü de biraz hafi fl etmek lazım.
Güldağ: Ama artık mesaj değil, uygulama bekliyor kamuoyu. Mesela, vergide şu düzenlemeleri yaptık kamuda tasarrufun genelge ile olmadığını gördük, şu kanunu hazırladık, Meclis'e sevk ettik, gibi....
Ağaoğlu: Ve bu adımların da derli toplu atılması gerekiyor. Bölük pörçük değil. Ki, kızgın saca damlatılmış bir damla su gibi buhar olup gitmesinler.
Güldağ: Ve yamalı bohça şeklinde, işin ruhunun kaybedildiği, torba kanunlarla değil bütünlüklü, nedenlerinin, çerçevesinin ayan beyan görüldüğü bir şekilde. Eflasyonun kök nedenlerine ilişkin de, perspektifi n ortaya koyulması lazım ki, Türkiye'nin verimlilik probleminden daha iyi bir yargı düzenine kadar, ekonominin bütün aktörleri ne olup bittiğini anlasın.
ALTIN ALIMINI ARTIRAN ŞEHİR EFSANELERİNE DİKKAT !
Güldağ: Jeopolitik gerginliklerin altın üzerindeki etkisi açık ama jeo ekonomik bir gerginlik de var. Son günlerde bir tartışma ortaya çıktı. Kapalıçarşı'daydım, oraya da sirayet etmiş bu tez. Deniyor ki; Çin Merkez Bankası altın alımını sürdürüyor. Amerikan tahvili satıp, altın alıyor. Keza, Rusya Merkez Bankası da altın biriktiyor. Diğer bazı önemli merkez bankaları da... Özellikle dünya ekonomisinde etkisi artan BRICS ülkelerinin, kendi aralarında kullanacakları bir yeni para birimi oluşturmak için merkez bankalarının altın alımına gittikleri konuşuluyor. Ne dersin bu hikayeye?
Ağaoğlu: Unutun derim o hikayeyi.
Güldağ: Çok hafi fe alma derim. Katı olan her şey buharlaşıyor. Şimdi o mevsim...
Ağaoğlu: Ama bu bir şehir efsanesi. O sıradan insanları bir süre oyalamak için altında biraz yüksek fiyatla birilerinden birilerine transfer etmek için yaratılan bir senaryodan başka bir şey olamaz. O bahsettiğin BRICS ülkelerinin para birimlerinin arkasına altını koymaya kalkıp ona güven uyandıracaklarını düşünüyorsak eğer, o dünya 1974'te Nixon'un altın standardına çıktıktan sonra artık tamamen bitmiştir. Oraya geri dönülemez. Dönüldüğü takdirde ne olacağına ilişkin basit bir şey söyleyeyim: Para arzının en az nüfus artış oranı kadar artması gerekiyor bütün dünyada. Ama o kadar altın üretimi yok.
Güldağ: Altın trafiğinde değişim var ama...
Ağaoğlu: Altın Konseyi raporlarında göze çarpan şaşırtıcı bir altın trafiği değişikliği henüz daha raporlanmış değil. Ayrıca Çin Amerikan tahvillerini satıyor. Ama bunun sebebi altın almak değil. Lütfen yani oradaki özellikle yuan'ın değerinin dengelenmesi için gerekli olan döviz müdahalesinde kullanılacak doları da bulması gerekiyor.